bazı konular hakkında çok şey bilmek ve bunu iyi sunmak halk arasında bilmişlik olarak geçiyor. ukalalıktan farkı bilgiyi karşı tarafı rencide etmeden sunmak, çok şey biliyorum imasında bulunmamak; dimi? (son paragrafa kadarı kişisel dert siktirmelik bir durum, oraya atlasanız da olur)iş yerinde bir
bazı konular hakkında çok şey bilmek ve bunu iyi sunmak halk arasında bilmişlik olarak geçiyor. ukalalıktan farkı bilgiyi karşı tarafı rencide etmeden sunmak, çok şey biliyorum imasında bulunmamak; dimi? (son paragrafa kadarı kişisel dert siktirmelik bir durum, oraya atlasanız da olur)
iş yerinde bir kız var, en baştan takık bana. onun götünün zoruyla geldiği yere ben şıp diye geldim, onun işe girdiğinden beri öğrenemediği her şeyi 4 ayda öğrendim; müdür onun işlerini de bana verdi ondan daha iyi yaptığım için. takık olmakta haklı anlayacağınız, ben olsam ben de takardım.
bu kız bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmak klişesinin canlı kanlı örneği. sağdan soldan duyduğu şeyleri kendi fikri ve adı gibi eminmişçesine anlatıyor. benim de bu tarz tiplere gıcık olma durumum var, günlük hayatta karşılaştım mı hatasını yüzüne vurmadan duramam. profesyonel hayat ve aynı odada çalıştığım kişi olması sebepleriyle kendisine bu kadar sert girişmedim. artık daha samimiyiz ve ben götünden uydurduğu şeylerin öyle olmadığını sakin bir tavırla aktarıyorum kendisine. daha doğrusu kendisini direkt düzeltmiyorum ama "ya ben şu şu sitede şöyle görmüştüm aslında öyle değilmiş o, şundan şundanmış" diye, hani çok da artislik yapmadan açıklıyorum. bu iddia etmeye devam ediyordu, ben ilk başlarda kanıt olayına girmiyordum. zaman geçtikçe nasıl olsa daha samimi olduk diye kanıt da sunmaya başladım, bu sefer bu "ben de şurada şurada gördüm valla, oranın yalancısıyım" diye çark etmelere başladı. ama asla kesmiyor, sürekli sıkıyor sağa sola.
bugün konu soğuktan açıldı, bu sürekli üşüyorum üşüyorum diyor. haftaya 6 derece düşecekmiş sıcaklık, onu dedi. ortamdaki diğer arkadaş "kar gelsin de en azından hava daha yumuşar" dedi. bu da başladı "yok efendim kar gelince o kadar soğuk olmuyormuş, yavaş olmuyor. saçma bi eski kafalı yorumu o, mikrop ölüyor diye diyorlar yoksa daha soğuk oluyor uydurmayın" diye yüksek perdeden cırladı. ben de liseden kalan coğrafya bilgimle "ya o muhabbet şundan olmuş olabilir; hani yağışlar alçak basınçla gelir ya, yüksek basınca ayaz deriz daha soğuk olur. alçak basınçta hava ılınır, yağmur da hava soğuk olduğu için kar oluyor; kuru soğuktansa kar yağarken o kadar soğuk olmamasının mantığı bu olabilir" dedim. bak allahsızın tekiyim, yine de yemin ederim üslubumun böyle naif ve ironiden uzak olduğuna. bu resmen kompleks yaptı, "biz sanki bilmiyoz coğrafya, kime ne öğretiyon sen, git bilmeyenlere caka sat" diye çıkıştı bana yine yüksek perdeden cırlayarak. benim şalter attı; bu kadar bilmeyen üstüne alınmadı da sen niye alınıp kompleks yaptın lan o zaman demeye getirdim. kompleksi özellikle kullandım bak, ehe. bu cevab veremedi, sonra ortam gerilince arkadaşlar konu değiştirdi falan. lan ben orada kendi fikrimi söyledim, kaç sene geçmiş üzerinden belki külliyen yanlış bir şey diyorum; madem çok biliyorsun söylesene doğrusunu.
bu tartışmadan hemen önce konu ateşti, ben yine kendi bildiğim şekliyle ateş düşürme konusunda
compadrito reyizden öğrendiklerimi anlattım bilenden öğrendim diye. 2 dakika konuşmuşumdur ama rahat, tek tek anlattım hangi ateş yükselmesi durumunda neler yapılır falan. kısaca şey dedim, ateş vücudun bağışıklık sisteminin savaştığının göstergesidir; vücuda hasar verme seviyesine gelene kadar vücudu sıcak tutarsak sisteme yardımcı oluruz. eskilerin terletmeye çalışma sebebi de budur, anca sıcaklık tehlikeli boyuta gelirse ya da güneş çarpmalarında soğuk duş vs. iyi gelir dedim. bu yediremedi bu dediklerimi, yok efendim koca karı taktikleriyle sağlık hafife alınmazmış, ciddi şeymiş, bırakın bu işleri demeye getirdi. ben de yine ekledim kendi fikrim değil valla, yetkili abilerden duydum diye ama onun dediğinin üstüne zıt bişey demedim.
biliyorum amk çok uzun oldu ama içimi dökmem lazımdı :/ isteyen bundan sonraki soruyu direkt cevaplayabilir.
şimdi benim bu yaptıklarım bilmişlik mi ukalalık mı? bilmişlik olsa bile tepkiyi hak edecek bir durum mu? durum ne: bildiğim şeyleri kimseye saldırmadan anlattım. hitabet konusunda iyiyim, güzel güzel anlatırım bazı şeyleri; bu açıdan sürekli bilmişlikle suçlanmaya alıştım. üslup olarak çok tepeden anlatmam ama teknik olarak lafı gevelemeden, sağlam kanıtlar kullanarak anlattığım için insanlar şaka yollu da olsa artise bak diye takılırlar. fikrine güvendiğim insanlara özellikle sordum, acaba rahatsız edici bir şey var mı diye ama o tarz bir şey demediler.
olayda bahsi geçen arkadaşın genel hazımsızlığı ve kompleksli oluşu bu tepkiyi vermesinde etkili olsa da genel olarak bu tarz bir yaklaşımla karşılaştığım için sormak istedim. bilmiş olmak, bişeyleri bilmek ve güzel güzel anlatmak suç mu? istesem çok güzel ukala olabiliyorum bak, bilerek ukala davrandığım kişiler de var. aradaki farkı kasıtlı olarak ayarlayabildiğimi düşünüyorum yani, ondan sordum.
okuyanlara özellikle teşekkür ederim.